Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Parker | Jason Statham, Jennifer Lopez Türkçe Dublaj Aksiyon Filmi

Osmanlı Ordusunda Donanma Bünyesinde Bulunan Birimler Ve Askeri Sınıflar

Donanma bünyesinde bulunan birimler ve askeri sınıflar: Osmanlı ordusunun en önemli ayaklarından bir tanesi ise donanması olmuştur. Çünkü Osmanlı imparatorluğunun birçok toprağına gitmek için denizleri geçmek gerekmekte idi ayrıca yine birçok yeri fethetmenin yolu denizlerdeki hâkimiyetten geçmekteydi. Bu nedenle Osmanlı donanması sürekli olarak güçlü tutulmaya gayret edilmiştir.           -Kaptan-ı derya  (Osmanlı ordusunda donanma komutanlarına verilen isimdir) -Haliç Tersaneleri  (Gemi yapımı için kurulmuş fabrika benzeri yerlerdir) -Forsa  (Deniz askerleridir, bazen kürekçiler için bazen de esir alınan kürek mahkûmları için kullanılmış olan isimdir) Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde uçakların icat edilmesiyle birlikte Osmanlı Ordusunda da bu anlamda bazı birlikler kurulmuştur.

Osmanlı Ordusunda Modernleştirme ile Meydana Getirelen Sınıflar

Modernleştirme ile meydana getirilen sınıflar      Osmanlı İmparatorluğu askeri sınıflarda meydana gelen bozulmalardan dolayı askeri açıdan modernleşme yoluna gitmiş ve bu modernleşme çalışmalarında aşağıda belirtilen askeri birimler ve askeri sınıfları oluşturmuşlardır.            -Nizam-ı Cedid  (Üçüncü Selim tarafından kurulan ordu) -Sekban-ı Cedid  (II. Mahmut tarafından kurulan ordudur) -Eşkinci Ocağı  (II.Mahmut tarafından Yeniçeri ocağını kaldırdıktan sonra onların yerini almasını düşünerek kurmuş olduğu ordudur) -Asakir-i Mansure-i Muhammediyye  (Yeniçeri ocağının kaldırılmasından sonra II.Mahmut tarafından kurulan ordudur) -Hamidiye Alayları  (II.Abdülhamit tarafından Doğu bölgelerde kurmuş olduğu birliktir)

Osmanlı Ordusunda Eyalet Askerleri Sınıfı

Eyalet askerleri sınıfı: Yerli Kulu -Azab  (Genelde bekâr ve gönüllülerden oluşan garnizon askerleri olup, savaşta ön sırada savaşan askeri birliklerdendir) -Sekban  (Genelde av hizmeti için kurulmuş olan birliktir) -Tüfekçi  (Yine sekbanlar gibi av hizmetlerinde yer alan birliktir, sekbanlardan sonra kurulan birlik olarak geçmektedir) -İcareli  (Yerli kalelerde kullanılan ve ücret ödenen askeri sınıftır ücret ödenmesinden dolayı bu isim verilmiştir) -Müsellem  (Savaş zamanında ordunun ilerleyeceği yolları düzenleyen, köprüler yapan ve her türlü işi yapabilen askeri sınıftır) -Deliler  (Osmanlı ordusunda en ön safta savaşan genel olarak 20-25 yaş arası gençlerin bulunduğu, giyinişleri ve genç olmalarından dolayı halk tarafından verilen isimdir) -Gönüllü -Besli -Tımarlı sipahi  (Toprak sahibi sipahiler verilen isim olup, Osmanlı ordusunun en kalabalık askeri sınıfıdır) -Akıncı  (Düşman askerine ansızın akınlar düzenleyen yıpratma görevinde bulunan küçük askeri bir sınıftır)

Osmanlı Ordusunun kapıkulu ocakları sınıfı

Piyade -Acemi Ocağı  (Kapıkulu ordusuna asker yetiştirmek için kurulmuş ocaktır) -Yeniçeri Ocağı  (Osmanlının en önemli askeri birliklerinden bir tanesi olup özellikle devşirme askerlerden oluşan birliktir) -Cebeci Ocağı  (Silah temini, silahların taşınması ile ilgili birlik) -Top Arabacıları Ocağı  (Yapılan savaş toplarını cepheye götüren birlik) -Topçu Ocağı  (top döken ve top kullanan asker sınıfı) -Humbaracı Ocağı  (Havan topu kullanan birlik-Dünyadaki ilk havan topu kullanan birlik Osmanlı humbaracılar sınıfıdır) -Bostancı ocağı  (Saray çevresi ve iskeleleri korumakla görevli askeri sınıf) Lağımcı Ocağı  (Özellikle kale kuşatması sırasında tünel kazarak kaleye sızmayı yeraltından yapılmasını sağlayan askeri birlik) -Sakalar  (Yeniçerilerin su ihtiyacını karşılamak için kurulmuş birliktir) -Solaklar  (Yeniçerilere bağlı olan ve neredeyse tamamına yakını solaklardan oluşan yaya askeri birliktir) Süvari -Silahtar -Sipahi  (Osmanlı ordusunun bel kemiğini

Dünya Sağlık Örgütüne İtaat Etmeyen İtalyan Doktorlar Coronavirüs’ün Sırlarını Keşfetti

Dünya Sağlık Örgütü’nün Coronavirüsten ölenlere otopsi yapmayın talimatına İtalyan doktorlar itaat etmediler ve ölüme neden olan şeyin virüs değil, bakteri olduğunu buldular. Bu kan pıhtılarına neden oluyor ve hastanın ölümüne neden oluyor. İtalya “Yaygın damar içi pıhtılaşması”ndan (Thrombosis) başka bir şey olmayan Covid-19 denilen şeyi bertaraf ediyorlar. Ve onunla savaşmanın yolu, yani tedavisi “antibiyotikler, iltihap gidericiler ve antikoagülantlar” iledir. ASPİRİN bu hastalığın zayıf şekilde tedavi edildiğini gösteriyor. Dünya için bu sansasyonel haber, Covid-19 tarafından üretilen cesetlere otopsi yapan İtalyan doktorlar tarafından üretildi. İtalyan patologlara göre başka bir şey daha var, “Solunum cihazları ve yoğun bakım birimleri hiç gerekli değildi” Bundan dolayı İtalya’da protokollerin değiştirilmesi başladı, İtalya’ya göre küresel salgın WHO tarafından meydana çıkarıldı ve yükseltildi, bu tedaviyi Çinliler biliyordu ve iş yapmak için bildirmediler. Bakteri

Büyük Veba Salgını

Büyük veba salgını, tarihte yaşanılmış birçok savaştan daha fazla can kaybına sebep olmuş bir felakettir. Etkisi o kadar büyüktü ki birkaç yılda 100 milyona yakın kişinin hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. Veba salgını 1347-1351 yılları arasında Avrupa’da meydana gelmiştir. O zamanlar Avrupa’da yoğun nüfus artışı yaşanmış, bunun sonunda da kıtlık dönemine girilmiştir. Büyük veba salgınının kıtlık döneminin hemen arkasından gelmesi haliyle Avrupa’nın bu durumla mücalesini çok zorlaştırmıştır. Salgın ilk olarak yoksul ve bakıma muhtaç insanlarda görülmüş, salgının yayılmasıyla birlikte üst tabakadaki kesimin de etkilenmesi kaçınılmaz olmuştur. Tarihten tanıdığımız vebaya yenik düşen kişiler ise; Aragon Kralı 4. Pedro ve eşi Leanor, İngiltere Kralı 3.Edward’ın kızı Jon’dur. Cnterbury’de de iki başpiskopos vebadan dolayı ard arda yaşamlarını yitirmiştir. Büyük Veba Salgınının Yayılması Veba, Çin ve Orta Asya’da başlamış buradan tüm dünyaya yayılmıştır. Veba’nın Avrupa’ya ulaşması Asya’l

Yatağan (kılıç)

Yatağan, 16. yüzyılda yaygınlaşan bir Türk kılıcı. Bilinen ilk yatağanlardan biri Ahmet Tekelû ustanın Kanuni Sultan Süleyman için yaptığı işlemeli yatağandır. Yatağan (kılıç) Yatağan, Osmanlı döneminde yaygın olarak 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar kullanılmış meşhur ve etkili bir tür kılıç. Yabancılar arasında Türk Kılıcı, halk arasında Kulaklı olarak da bilinir. Kılıcın ağırlık merkezi, kılıç yapımında Türk eğrisi olarak bilinen açısı ve ideal vuruş şekli diğer kılıçlardan farklı olduğu için kullanımı zordur. Ama iyi kullanan birinin elinde tahrip ve keski gücü, çağdaşı kılıçlardan çok yüksektir. Sırplar arasında da 19. yüzyılda ulusal kılıç haline gelmiştir. Yatağanlar, herhangi bir kılıcın savunma ve saldırı görevini yapmakla beraber biçim, yapı ve ölçü yönünden birçok farklılık taşır. Beyaz veya siyah kemik, fildişi, ahşap ya da boynuzdan yapılan kabzanın baş kısmı iki geniş kulak şeklinde sağa ve sola ayrılır. Bunlar yatağanın hamle sırasında elden çıkmasını önledikleri gibi sila

Kraliçe Victoria

1800'lü yıllarda yaklaşık 25 yıl kadar dünya yönetimine yön veren İngiltere Kraliçesi Victoria, eşi Kral Albert'in ölümünden 40 yıl sonra bile gözyaşı dökmeyi sürdürüyordu. Saray ve devlet işleriyle son derece meşgul olan 9 çocuk sahibi Kraliçe Victoria, çocuklarının ne yaptığını kontrol etmesi için ajan ağı kurdu. Evlenen iki kızı, bebeklerini anne sütü ile beslemek istedi ve bu gerçeği annelerinden gizlediler. Fakat Kraliçe Victoria, gerçeği bir şekilde öğrendi ve onlara  "İnek!"  diyerek hakaret etti. Çocuklarının sözünden çıkmasını istemiyordu. Kraliçe Victoria'nın en genç kızı Prenses Beatrice için de bazı planları vardı. Plana göre Beatrice, annesi ölene kadar evlenmeyecek ve özel yardımcısı olarak hizmet edecekti. Fakat Prenses Beatrice gönlünü Battennerg Prensi Henry'e kaptırdı. Kraliçe, Prenses Beatrice ile beraber yaşamasına rağmen 6 ay konuşmadı. Kraliçe Victoria'nın kontrol manyaklığı yalnızca çocukları ile sınırlı değildi. Prenses Alexandra

TÜRK LİRASI’NIN HİKAYESİ

İsmet İnönü paralardan Atatürk’ün resmini kaldırdı,  öyle yaptı böyle yaptı diyen güruh, nedenini işlerine gelmediği için söylemez. Bir grup da zaten ezbere bilgiden yana olduğu için hiç araştırmaz ve ezberlediği birkaç cümle ile konuşur. İşin aslını belgeler ve kaynaklar doğrultusunda irdeleyelim istedim. ( Kaynakları kontrol edebilenler etsin lütfen. Bir de mümkünse zahmet edip yazıyı sonuna kadar anlayarak okumayanlar da yorum yapmasın. ) 30 Aralık 1925 tarihli ve 701 Sayılı “ Mevcut Evrak-ı Nakdiyenin Yenileriyle İstibdaline Dair Kanun “ çıkartıldı. Abdülhalik Renda başkanlığında bir komisyon oluşturuldu. Bu komisyon, çalışmalarının sonunda hangi banknotların ne şekilde basılacağına karar verdi. Bakanlar Kurulu, 16 Mart 1926 tarihli ve 3322 Sayılı bir kararname ile 50, 100, 500, 1000 liralık banknotların ön yüzüne “ Reis-i cumhur hazretlerinin resmi “ 1, 5 ve 10 liralık banknotlara ise “ Cumhuriyet sembolü bir resim “ bulunması onaylandı. Burada araya gireceğim ve diyeceğim ki Reis

Tarihte bilinen ilk ambulans

Tarihte bilinen ilk cankurtaran / ambulans, 1792 yılında Napolyon‘un özel cerrahı Baron Dominique Jean Larrey tarafından yapılmış.Aracın tabut şeklinde olması pek manidar.

Dev kayaların üstüne inşa edilen köy

Castellfollit de la roca , İspanya  50 metre yükseklikte kaya üstüne yapılmış dikililerle 1 kilometre uzunluğunda, 13.yıl ortaçağa ait muazzam bir köy.

Cengiz Han Mezarı’nın Gizli Kalmasını Neden İstedi

Moğol İmparatorluğu’nun dört bir yanından gelen hazineleri içerdiğine inanılan Cengiz Han’ın mezarı, üstünden 800 yıl geçmesine rağmen bulunamıyor. Cengiz Han bir zamanlar Büyük Okyanus ile Hazar Denizi arasındaki topraklara hükmetmişti. Öldüğünde cenazesinin gizli tutulmasını istemişti. Yas tutan ordusu, cenazeyi taşırken önlerine çıkan herkesi öldürmüş, Cengiz Han gömüldükten sonra mezarın izini kaybettirmek için üzerinde bin at dolaştırılmıştı. Ölümünden sonraki 800 yılda kimse mezarına ulaşamadı. Cengiz Han, Hunların Moğolların atası olduğuna inanıyordu. Bu nedenle mezarı onlarınkine benzeyebilirdi. Hun kralları 20 metre derinlikte ahşap bölmeler içine gömülür, yerin üzerine kare şeklinde taşlar dizilirdi. Ancak Hun tarzı bir mezarın bulunması biraz zor. Mezar üstündeki taşlar kaldırılmış olabilir. Moğolistan’ın genişliği düşünüldüğünde 20 metre derinlikte bir mezarın bulunması neredeyse imkansız.

Cüce Irkı Gerçek mi Yoksa Efsane mi ?

İran’ın Horasan eyaletinde cücelerin yaşadığı adı Makhunik olan 5 bin yıllık antik bir kent keşfedildi. Sürekli yeni kalıntıların çıkarıldığı kentte 25 cm uzunlukta mumyalanmış bir insan cesedine rastlandı. Bundan dolayı, Makhunik’in de aralarında bulunduğu 13 köyün bir zamanlar var olan antik cüceler şehrinin kanıtı olduğu belirtildi. Antik cüceler şehri Makhunik, 1946 yılına dek herhangi bir medeniyetin yaşamadığı sanılan Lut Çölü’nün merkezine 60 km mesafedeki bir bölgede Tahran Üniversitesi Coğrafya Fakültesi tarafından bulundu. Antik şehirdeki yapıların kalıntıları Jonathan Swift’in ünlü romanı “ Güliver’in Gezileri”  kitabında yer alan ve cüceler ülkesi olarak geçen Liliput kentine ya da J.R.R. Tolkien’in “Yüzüklerin Efendisi” kitabındaki Hobbitlerin köyüne benziyor. Makhunik antik şehrinin Sümer mitolojisinde geçen iki mistik krallıktan biri olan Uruk krallığının Aratta uygarlığına ait bir şehri olduğu ve cüce insanların burada M.Ö. 6000 yılından beri yaşadığı tahmin ediliyor. K

3 metre 70 cm’lik Dev insan fosili

1895 yılında İrlanda’da Dyer tarafından mineral araştırmalarında bulunan bir dev fosili.Boyunun karşılaştırılması amacıyla bir tren vagonunun önüne koyulmuştur.Yüksekliği 3metre 70cm ve ağırlığı 2050kg dır.(ağırlı taşlaşmış olduğundan olabilir.)Sağ ayağı 6parmaklıdır.Ancak daha sonra bu dev fosiline ve sahibine ne olduğu bilinmiyor.

2000yıllık cesetin damarlarında kan bulundu

  Ziyaret et:  https://bit.ly/35uSlRP Lady Day olarak da bilinen Xin Zhui, antik Çin’deki Batı Han hanedanlığı döneminde Dai’nin Markiziydi. Mezarı, ölümünden 2000 yıl sonra yanında birçok değerli eser belge ile birlikte Çin’de Mawangdui adında bir tepenin içinde bulundu. Buraya kadar her şey normal. Ancak herkesi şaşırtan şey, vücudunun ölümünden binlerce yıl sonra bile ne kadar iyi korunmuş olduğuydu. Lady Day tüm organları sağlam ve kan damarları bozulmamış olarak bulundu, hatta damarlarında az miktarda A Tipi kan da vardı ve saçları ve kirpikleri hala duruyordu. Bilim adamları midesinde kavun tohumlarını buldular ve bu sebeple kavun mevsiminde yaz aylarında öldüğüne inanılıyor. Diğer taraftan bu, kavun yedikten sonra birkaç saat içinde öldüğü anlamına da geliyor. Herkeste merak uyandıran, vücudunun içine batırıldığı gizemli sıvı, hafif asidikti ve içinde bir miktar magnezyum bulunuyordu. Muhtemelen vücudun bu kadar uzun süre korunmasına bu sıvı yardımcı oldu. Bilim adamları hala bu